DİĞER
"Dijital pazarda sadece mallar değil, deneyimler ve duygular da satılıyor. Bilgisayar oyunlarının da en iyi yaptığı şey bir duyguyu uyandırmak ve onu harekete geçirmek. Dolayısıyla video oyunlar duygulanımsal emeğin (affective labor) mobilizasyonu açısından son derece verimli mecralar."
"En zor işlerin üstesinden gelen, kendi parasını kazanan, cinsel hayatını istediği gibi yaşayan, başka bir ülkede tek başına bir hayat kuran Emily’nin yapmadığı bir şey var: O da herhangi bir kültür faaliyetinin içinde bulunmak."
Sinan Aral'ın kaleme aldığı Hype Machine, sosyal medya uygulamalarının artık büyük bir toplumsal tehdit haline geldiğini belgeliyor. Peki bu büyük tehlikeyi bertaraf etmek hâlâ mümkün mü? Aral'a göre, evet.
"Fuchs gibi Marksist araştırmacılara eleştiriler şu yöndeydi: Sosyal medya üretketicileri (prosumer), Marksist emek değer teorisi açısından değerlendirilemez. Bunun yerine, yaptıkları duygulanımsal üretimin ranta dönüştürülen ve reklamverenlere satılan bir müşterek alanı olarak görülmesi gerektiği dile getirildi. Burada bir tıkanma yaşanıyor. Sömürü var mı yok mu?"
The New York Times'ın uzun yıllar baş kitap editörlüğünü üstlenen Michiko Kakutani: Kurmaca insana yalnızca empati kurma armağanını bahşetmekle kalmaz, ekseri tarihin ve siyasetin nasıl işlediğine açılan bir pencere de sunar
Etkinlik planlarının dahi, sosyal medyada nasıl paylaşılacağı hesaplanarak yapıldığı devirde, neyin sosyal medya hesaba katılarak yapıldığını, sosyal medya olmasaydı günümüzdeki şekline erişmiş olup olamayacağını tespit etmek oldukça zor...
Artık bir konsere gideceksek Facebook etkinliğinden takip ediyoruz, yeni bir şarkı çıktığında Spotify zaten önümüze düşürüyor, hiç olmadı bir arkadaşımız paylaşıyor, yeni sergileri de Instagram'daki paylaşımlardan takip ediyoruz
Kültürün medyatikleşmesine, siyasetin gösterileşmesine, fikrin tükenişine, iletişimin metalaşmasına ve kamusallığın çöküşüne tanıklık ettiğimiz bu büyük gerileme çağında, popülizm ve medya arasındaki ilişkiyi bir suç ortaklığı olarak okumak mümkün
Sosyal Medyanın Dipsiz Kuyusu kitabının yazarı, kuramcı Geert Lovink: Sosyal medya, bizi hayal kırıklığına uğratmaması için tasarlanmış, aslında hiçbir şeyin öğrenilmediği bir ortam...
Bugün sosyal medyayı kullanan biriyseniz, etrafınızın gurmelerle çevrili olduğunu düşünebilirsiniz. Yüksek kalite fotoğraf çekemiyor veya o fotoğrafı hikâyeleştiremiyorsanız maalesef ilgi çekemiyorsunuz...
Yazarla okur arasında bir boşluk mu var, varsa bile illâ doldurulması mı gerek? Yazar kitabın önüne mi geçiyor? Vitrinde olan metin mi yazar mı?
Yazar, daha çok göz önünde bulunmak zorunda olan, öyle olduğu varsayılan bir özne konumundadır şimdilik. Çünkü piyasa onu buraya itip durmaktadır ve yazarın buna karşı koyması pek de mümkün görünmemektedir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık